Hikmet Nedir? İslam’da ve Tasavvufta Hikmet Kavramı ve Özellikleri


Hikmet, İslami literatürde ve tasavvuf geleneğinde, sadece akılla ulaşılamayan, kalbin tasfiyesi ve Allah’ın yardımıyla elde edilen "marifet" mertebesidir. Kur'an-ı Kerim’de "Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiştir" (Bakara, 269) ayetiyle övülen bu kavramı, dini bir perspektifle şöyle izah edebiliriz:

​1. İlahi Bir Lütuf Olarak Hikmet

​Hikmet, sadece kitap okuyarak elde edilen kuru bir bilgi değildir; o, kulun ihlası ve takvası neticesinde Allah’ın onun kalbine akıttığı bir nurdur. Bilgi (ilim) dış dünyadan öğrenilirken, hikmet iç dünyada, ruhun derinliklerinde filizlenir. Bu yönüyle hikmet, "eşyanın hakikatine ve ilahi esrara vakıf olmak" demektir.

​2. "Yerli Yerindelik" ve Sünnetullah

​Dini anlamda hikmet, Allah’ın kainatı hangi nizam üzerine yarattığını anlamaktır. Yaradan’ın her fiilinde bir amaç, her hükmünde bir güzellik vardır.

  • Mizân: Hikmet sahibi bir mümin, her şeyi Allah’ın koyduğu ölçüye (mizana) göre değerlendirir.
  • Edeb: Hikmet, aynı zamanda güzel ahlaktır. Bir şeyi ait olduğu yere koymak, hakkı teslim etmek ve haddini bilmek hikmetin pratik yansımasıdır.

​3. Zâhir ile Bâtın Arasındaki Köprü

​Dini bir dille ifade etmek gerekirse; ilim meselenin kabuğu (zâhiri) ise, hikmet onun özüdür (bâtını).

  • ​Bir insan namazın farzlarını, rükunlarını bilirse bu ilimdir.
  • ​Ancak namazın kul ile Rabbi arasındaki bir miraç olduğunu, ruhu nasıl arındırdığını ve kâinatın zikrine nasıl eşlik ettiğini hissederse, bu hikmettir.

​4. Hikmetin Üç Boyutu

​Ehl-i hikmet (bilgeler), hikmeti şu üç sacayağı üzerine kurar:

  1. Sözde Hikmet: Lüzumsuz konuşmamak, her sözün bir mana taşıması ve kalbe tesir etmesi (Kavl-i Leyyin).
  2. İşle Hikmet: Her eylemi Allah’ın rızasına uygun, en güzel (ahsen) şekilde ve vaktinde yapmak.
  3. Kalpte Hikmet: Dünya hayatının geçiciliğini, nefsin oyunlarını fark etmek ve eşyaya ibret nazarıyla bakmak.

​Netice-i Kelam

​Hikmet, ilmin amelle birleşmesi, amelin ise ihlasla taçlanmasıdır. Tasavvufi bir ifadeyle; "İlim diz çöktürür, hikmet ise secde ettirir." İlim insanı alim yapabilir, fakat sadece hikmet insanı "insan-ı kâmil" (olgun insan) seviyesine taşır. Çünkü hikmet, kâinattaki her zerrede Allah’ın imzasını okuyabilme ferasetidir.

​"Hikmet, müminin yitik malıdır; onu nerede bulursa almaya en layık olan odur." (Hadis-i Şerif)

Kur’an-ı Kerim’de adına müstakil bir sure olan ve kendisine bizzat Allah tarafından hikmet bahşedildiği buyurulan Hz. Lokman’ın oğluna nasihatleri, hikmetin ete kemiğe bürünmüş halidir. Bu nasihatler sadece birer öğüt değil, bir müminin dünyasını ve ahiretini nasıl inşa etmesi gerektiğine dair ilahi birer formüldür.

​İşte Lokman Suresi'nde zikredilen ve hikmetin özünü teşkil eden o dersler:

​1. Tevhid: Hikmetin Temeli

"Yavrum! Allah’a ortak koşma! Çünkü şirk, elbette büyük bir zulümdür." (Lokman, 13)

Hikmeti: Hikmetin ilk basamağı, varlığın asıl sahibini bilmektir. Şirk, bir şeyi ait olmadığı yere koymak olduğu için hikmetsizliğin zirvesidir. Allah’ı hakkıyla tanımayan bir akıl, ne kadar bilgili olursa olsun "hakîm" (bilge) olamaz.

​2. Murakabe: İlahi Takip Bilinci

"Yavrum! Yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, Allah onu mutlaka huzura getirir..." (Lokman, 16)

Hikmeti: Hikmet, görünmeyeni görmektir. Bu nasihat, insana her an ilahi bir gözetim altında olduğunu hatırlatır. Bu bilince sahip bir kişi, kimsenin olmadığı yerde bile kötülükten sakınır; çünkü o, maddenin ötesindeki mutlak adaleti idrak etmiştir.

​3. İbadet ve Islah: Sosyal Hikmet

"Yavrum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelene sabret..." (Lokman, 17)

Hikmeti: Hikmet, pasif bir bilgi değil, aktif bir duruştur. Namazla Allah’a bağlanmak, iyiliği yaymakla topluma dokunmak ve bu yolda karşılaşılan zorluklara sabretmek, ruhun en yüksek olgunluk mertebesidir. Sabır, hikmetin meyvesidir.

​4. Edep ve Tevazu: Şahsiyet Hikmeti

"Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenen övüngenleri sevmez. Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini de alçalt..." (Lokman, 18-19)

Hikmeti: Hikmet, insanın kendi acziyetini bilmesidir. Edep, ilmin dışa yansıyan yüzüdür. Kibirden arınmış bir yürüyüş ve ölçülü bir ses tonu, kişinin nefsiyle olan savaşını kazandığının ve iç huzura (hikmete) erdiğinin nişanesidir.

​Hz. Lokman’a Göre Hikmetin Özeti

​Rivayet olunur ki, Hz. Lokman’a "Bu dereceye nasıl ulaştın?" diye sorulduğunda şu cevabı vermiştir:

  • Doğru sözlülük,
  • Emanete riayet,
  • Beni ilgilendirmeyen şeyi terk etmek (mâlayâniyi bırakmak).

​Boş işlerden yüz çevirip, her anın ve her sözün hesabını verecek bir ciddiyetle, edep dairesinde yaşamaktır. Ancak bu kadarla bitecek bir konu değildir. Peygamberlerin hikmeti bize göre daha değişiktir. Çünkü bazı peygamberlere kitapla beraber hikmet verilmiştir. 

Şuda akla gelebilir. Hikmet cebrailin getirdiği vahiy'mi? 

Buna bir cevap verelim hikmet vahiy değildir, ancak vahiyden beslenen ve vahyi hayata aktaran ilahi bir nurdur.

​Aralarındaki ilişkiyi daha net kavramak için şu ölçülere bakabiliriz:

​1. Vahiy "Kelam"dır, Hikmet "İdrak"tır

  • Vahiy: Allah’ın emir, yasak ve haberlerini peygamberlerine doğrudan veya melek (Cebrail) vasıtasıyla bildirmesidir. Vahiy, Allah’ın kelamıdır; mutlak ve değişmezdir.
  • Hikmet: Vahyin içindeki derin maksatları anlama kabiliyetidir.{Vahiy gökten inen bir "yağmur" ise, hikmet o yağmurla yeşeren "meyvedir."} 

​2. Kur'an'daki Ayrım

​Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette bu iki kavram yan yana ama ayrı ayrı zikredilir:

"Nitekim kendi aranızdan, size ayetlerimizi okuyan, sizi temizleyen, size Kitab’ı ve hikmeti öğreten... bir elçi gönderdik." (Bakara, 151)

​Buradaki "Kitap" vahiydir; "Hikmet" ise o kitabın hayata nasıl tatbik edileceği, hükümlerin arkasındaki ince sırlar ve sünnet-i seniyye olarak tefsir edilir. Yani vahiy metindir, hikmet o metnin ruhudur.

​3. Vahiy ve Hikmetin Uygulamadaki Farkı

  • Vahiy sadece peygamberlere hastır. Peygamberlik müessesesi kapandığı için vahiy sona ermiştir.
  • Hikmet ise peygamberlerin mirasçısı olan alimlere, ariflere ve ihlaslı müminlere de verilebilir. Allah dilediği kulunun kalbine hikmeti ilham edebilir.

​Vahiy ile Hikmet Arasındaki Bağ (Sünnet Örneği)

​İslam alimlerine göre Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) iki türlü bilgi gelmiştir:

  1. Vahy-i Metlüv: Kur'an-ı Kerim (Lafzı da Allah'tan olan).
  2. Hikmet: Kur'an'ın açıklanması ve yaşanması (Mânası Allah'tan, ifadesi Efendimiz'den olan, yani Sünnet).

Şunuda anlıyabiliriz; sünnet, peygamberimizin fiili sünnetleri, namazın nasıl kılındığı, abdestin nasıl alındığı, bunlarda bir hikmet sonucu, ortaya çıkmış diyebiliriz. 

Özetle: Hikmet vahiy değildir; ancak vahyin meyvesi, özü ve doğru anlaşılma biçimidir. Vahiy insana ne yapacağını söyler, hikmet ise onu nasıl bir incelikle ve hangi amaçla yapacağını öğretir.

Peygamberlere kitap ile hikmetin verildiği ayet-i kerimeler:

​1. Hz. Muhammed (s.a.v.) İçin:

​Efendimiz’in (s.a.v.) asli görevlerinden birinin hikmet öğretmek olduğunu belirten ayet:

"Nitekim kendi aranızdan, size ayetlerimizi okuyan, sizi temizleyen, size Kitab’ı ve hikmeti öğreten ve size bilmediklerinizi bildiren bir elçi gönderdik." (Bakara Suresi, 151. Ayet)


​2. Hz. İbrahim ve Soyu (Âl-i İbrahim) İçin:

​Hz. İbrahim'den başlayarak onun neslinden gelen peygamberlere (Hz. İshak, Hz. Yakub, Hz. Yusuf vb.) verilen nimeti anlatan ayet:

"Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara haset mi ediyorlar? Şüphesiz biz İbrahim soyuna Kitab’ı ve hikmeti verdik, onlara büyük bir hükümranlık bahşettik." (Nisâ Suresi, 54. Ayet)


​3. Hz. İsa (a.s.) İçin:

​Hz. İsa’ya verilen ilahi ilimlerin sayıldığı ayet: (ayetten kesit) 

"Hani sana yazmayı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim..." (Mâide Suresi, 110. Ayet)

(Ayrıca bkz: Âl-i İmrân Suresi, 48. Ayet)


​4. Hz. Davud (a.s.) İçin:

​Hz. Davud’un Calut’u öldürmesinden sonra kendisine verilen yetkiyi anlatan ayet:

"Sonunda Allah’ın izniyle onları yendiler; Davud da Câlût’u öldürdü. Allah ona hükümdarlık ve hikmet verdi, ona dilediği şeylerden öğretti." (Bakara Suresi, 251. Ayet)


​5. Hz. Yahya (a.s.) İçin:

​Hz. Yahya’ya daha çocuk yaştayken verilen üstün kavrayış:

"Ey Yahya! Kitaba var gücünle sarıl! dedik ve ona henüz çocukken hikmet verdik." (Meryem Suresi, 12. Ayet)


​6. Tüm Peygamberlerden Alınan Hikmet Sözü:

​Allah Teâlâ'nın tüm peygamberlerden aldığı "Misak" (söz) ile ilgili ayet:

"Allah, vaktiyle bütün peygamberlerden: “Size kitap ve hikmet verdikten sonra, sahip olduğunuz bu bilgileri tasdik eden bir peygamber size geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve kesinlikle yardım edeceksiniz!” diye söz almıştı. Ardından: “Bunu kabul ettiniz, bu ağır yükümü sırtınıza aldınız mı?” diye sormuş, onlar da: “Kabul ettik” demişlerdi. Bunun üzerine Allah: “Öyleyse şâhit olun, ben de sizinle beraber şâhit olanlardanım” buyurdu.

(Âl-i İmrân Suresi, 81. Ayet)

*Bu ayetten anlıyoruzki bütün peygamberlere hikmet veya kitap veya ikisi birden verilmiştir.

Bu ayet çok incelenmesi gereken bir ayettir. Onuda inceleyeceğiz inşallah.

Hikmet ile ilgili Hz. Musa ile Hz. Hızır arasındaki, olayların dış yüzü ile iç yüzünün tamamen farklı olduğu o meşhur "ledünni ilim" yolculuğundan da bahsedilebir

Veya Hz. Süleyman'ın mahkemesi gibi olaylarda hikmete örnektir. 

Yorum Gönder

YORUM YAP

Daha yeni Daha eski